Tarih: 03 Şubat 2022 Türkiye 2030’a Kadar Tümüyle Yenilebilir Enerjiye Geçişini Sağlayabilir Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Türkiye eğer bugünden yüzünü yenilenebilir enerjiye (güneşe) dönerse ve gerekli altyapıyı hazırlarsa 2030 yılına kadar tümüyle yenilenebilir enerjiye geçişini sağlayabilir” diye konuştu. Türkiye’nin yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçmek için gerekli kaynak potansiyeline sahip olduğuna vurgu yapan Yenilenebilir Enerji Birliği (EUROSOLAR Türkiye) Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Türkiye eğer bugünden yüzünü yenilenebilir enerjiye (güneşe) dönerse ve gerekli altyapıyı hazırlarsa 2030 yılına kadar tümüyle yenilenebilir enerjiye geçişini sağlayabilir” diye konuştu. “EN ÇOK KANSER HASTASINA SAHİP ÜLKE OLABİLİRİZ” Fosil yakıtların dünyaya verdiği zararlara dikkat çeken Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Türkiye fosil yakıtlara bağımlılığını sürdürürse ve yenilenebilir enerjiye geçiş için gerekli altyapıyı oluşturmazsa dünyanın en çok kanser hastasına ve kanser hastanelerine sahip olan, bilim insanlarının en çok kanser yayını yaptığı ülke olmak durumunda kalabilecektir” dedi. “YAKIT FİYATLARINI DÜŞÜRÜR” Türkiye’nin yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçmek için gerekli kaynak potansiyeline sahip olduğunu ifade eden Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak sıcak su, buhar ve elektrik üreten teknolojiler artık ticari kullanımdadır ve bu teknolojilerden üretilen elektrik ve proses ısısı benzeri enerji taşıyıcıları en ucuza üretilebilmektedir. Türkiye eğer bugünden yüzünü yenilenebilir enerjiye (güneşe) dönerse ve gerekli altyapıyı hazırlarsa 2030 yılına kadar tümüyle yenilenebilir enerjiye geçişini sağlayabilir. Bugüne kadar görüldüğü gibi kaynağı ücretsiz olup kimsenin özelleştirip birbirine satamadığı güneşin ısısı ve ışığı ile üretilen enerji taşıyıcıları arttıkça petrole, doğal gaza ve kömüre olan talep azalmakta ve bu yakıtların fiyatları düşmektedir” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Uyar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Endüstriyel, yaşamsal ve sosyal, yeryüzündeki neredeyse tüm insan faaliyetlerinin, fosil ve nükleer yakıt kaynaklı enerjilere bağımlı olarak genişlediği ve küresel ölçeğe ulaştığı 200 yıllık bir sürenin sonunda, bu dev enerji ağının köklü bir değişim geçirebileceği bundan bir on yıl önce tahayyül bile edilemezdi. Ne var ki yeryüzünü kuşatan ve kaynakları tükenmeye mahkûm bu dev enerji ağının yarattığı çevre kirliliği, sağlık sorunları, savaşlar ve yoksulluklarla insanlığa ve yer küreye bir tehdit olduğu artık herkesin gördüğü bir gerçek. Bu gerçeği çok önce görmüş ve yenilenebilir enerjileri geliştirmek için araştırmalar, düzenlemeler yapmış ülke, kurum ve kişilerin çalışmaları sonuçlarını veriyor. 21. yüzyılın ilk yirmi yılında, verilen teşviklerin ve desteklerin sayesinde yenilenebilir enerji teknolojilerinde çok hızlı gelişmeler gerçekleşirken, kullanımın yaygınlaşmasını ve fosil yakıtlarla rekabet edebilme gücünü artıran yasal ve ekonomik düzenlemeler yapılıyor Artık, mevcut enerji ağını tümüyle dönüştürmenin ve %100 yenilenebilir enerji kullanımının mümkün olduğunu biliyoruz.”