Tüm Kalkışmalardan Farklı Bir Darbe Teşebbüsü: 15 Temmuz
Haberler Banner

Haberler

Tarih: 15 Temmuz 2022

Tüm Kalkışmalardan Farklı Bir Darbe Teşebbüsü: 15 Temmuz

Cumhuriyet dönemi içerisinde şu ana kadar yaklaşık sekiz darbe ya da darbe teşebbüsü olduğunu ifade eden Siyaset Bilimci Prof. Dr. Şenol Durgun, “Hiçbirinin bilançosu 15 Temmuz gibi olmamıştır. Yine hiçbirinde devletin temel kurumları bu şekilde hedef alınmamıştır” diye konuştu.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Şenol Durgun, 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirdi. Durgun, “Cumhuriyetin kuruluşundan sonrası çok partili siyasal yaşama geçişle başlayan Türk siyasal yaşamındaki ara dönemler, neredeyse her 10 yılda bir ülkenin ağır aksak işleyen demokratik siyasal yaşamını askıya almıştı. 1960'lı yıllardan itibaren başlayan bu süreç en son 15 Temmuz 2016'da yapılmaya çalışılsa da başarılı olamamıştır. Ancak buna rağmen ülke açısından getirmiş olduğu hem siyasi hem de sosyal fatura yüksek olmuştur. Her ne kadar bu darbe teşebbüsü başarısız olsa da kanlı bir teşebbüs olarak tarih sayfalarında yerini almış oldu. Daha önceki başarılı ya da başarısız olmuş hiçbir darbe veya darbe teşebbüsü kanlı bir şekilde sonuçlanmamıştı” ifadelerini kullandı.

“Hiçbirinin bilançosu 15 Temmuz gibi olmamıştır”
Cumhuriyet dönemi içerisinde şu ana kadar yaklaşık sekiz darbe ya da darbe teşebbüsü olduğunu ifade eden Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Şenol Durgun, “Hiçbirinin bilançosu 15 Temmuz gibi olmamıştır. Yine hiçbirinde devletin temel kurumları bu şekilde hedef alınmamıştır. Bunun böyle olması gerçekleştirilmek istenen darbenin boyutlarının içeride sadece siyasete bir şekil verme operasyonunun çok daha ötesinde bir amacı olduğunu göstermektedir. Zira darbe teşebbüsü içerisinde bulunan sözde devlet görevlilerinin çoğunlukla Batılı ülkelere kaçtıklarını ve orada çok kolay bir şekilde himaye edildiklerini görüyoruz. Zaten bu işin elebaşısı olan şahıs da NATO'da müttefikimiz olan ABD'de himaye edilmekte, devletin yasal başvurularına ve ısrarlarına rağmen koruma bulmakta ve bulmaya devam etmektedir. Aslında bu durumu bize ülkemizde darbe teşebbüsünün perde arkasında hangi mihrakların olduğu noktasında bazı bilgileri de vermektedir” dedi.

“Türk siyasi tarihinde yeni değil”
Durgun konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ancak bu durum Türk siyasi tarihinde yeni değildi. Çünkü siyasal yaşamımızda 1960'lı yıllardan beri neredeyse bir teamül oluşturacak şekilde yerleşen demokratik siyaseti askıya alma alışkanlığının arkasında iç siyasi dinamiklerden çok, çoğunlukla dış etkenler etkili olmuştur. Burada 15 Temmuz'un farkı, amaçlananların geçmiştekilere kıyasla boyutlarının daha büyük olmasıydı. Nitekim oluşturduğu zayiat ve tahribat buna paralel olarak çok daha büyük ve kanlı olmuştur. Ayrıca bundan önce gerçekleşmiş ya da gerçekleştirilmeye çalışılan diğer darbe ya da darbe teşebbüslerde genelde inisiyatif hep ordu içerisinde olmuştu. Bu inisiyatif her ne kadar bazı darbe ya da darbe teşebbüslerinde ordunun en üst makamın kontrolünde olmasa da (Örneğin 1960 Darbesi, Talat Aydemir Kalkışması vs.) yine de nihai merci yeri kurum olarak askeriyeydi. 15 Temmuz Darbe teşebbüsü ise bu konuda şimdiye kadar olanlardan bu noktada farklılaşmış olduğunu görüyoruz. Çünkü darbe teşebbüsü her ne kadar emir komuta zinciri içerisinde, dönemin genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları tarafından gerçekleştirilmemişse de daha alt rütbe de generallerin başı çektiği gözükse de gerçekte darbe teşebbüsünü yöneten ya da yönlendiren asker nitelikli kişiler değil, kamuoyunda ‘sivil imamlar' olarak adlandırılan askeri kurum dışı kişiliklerdi. Bunların bağlı olduğu mahfil ise, daha önce kamuoyunda dini bir cemaat olarak bilinen ve elebaşının şu an ABD'de olduğu Fetullah Gülen'di. Bu haliyle bile cumhuriyet dönemi içerisindeki darbe tarihi açısından 15 Temmuz bu konuda da darbe tarihinin genel karakteristik yapısından da ayrılmaktadır.”