Prof. Dr. Taşkesen: 'Meme Kanseri Her Yaşta Ortaya Çıkabilir'
Haberler Banner

Haberler

Tarih: 21 Ekim 2022

Prof. Dr. Taşkesen: 'Meme Kanseri Her Yaşta Ortaya Çıkabilir'

Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri olduğunu ve cilt kanserinden sonra ikinci sırada yer aldığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Taşkesen, “En sık 50 yaşın üzerindeki erişkinlerde teşhis edilir, ancak her yaşta ortaya çıkabilir” diye konuştu.

Meme kanseri belirtilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Taşkesen, muhtemel meme kanseri belirtileri hakkında bilgi verdi.

Taşkesen, şöyle konuştu:

“Meme boyutunda, şeklinde veya konturunda bir değişiklik, bir bezelye kadar küçük hissedilebilen bir kitle veya yumru, meme içinde veya yakınında veya koltuk altında adet döngüsü boyunca devam eden bir yumru veya kalınlaşma, memede veya meme ucundaki cildin görünümünde veya hissinde bir değişiklik (çukurlu, kırışmış, pullu veya iltihaplı) ,memede veya meme ucunda cildin kızarıklığı, her iki memedeki diğer alanlardan belirgin şekilde farklı olan bir alan, cildin altında taş gibi sertleşmiş bir alan, meme ucundan kanlı veya berrak bir sıvı akıntısı belirtiler arasındadır. Bazı insanlar hiç meme kanseri belirtisi vermeyebilirler. Bu yüzden rutin mamogramlar çok önemlidir.”

55 yaş ve üzerinde olmanın meme kanseri riskini artırdığını belirten Beykent Üniversitesi Hastanesi'nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Taşkesen, “Kadınların meme kanseri geliştirme ihtimali erkeklerden çok daha fazladır. Anne-babanız, kardeşleriniz, çocuklarınız veya meme kanseri teşhisi konmuş diğer yakın akrabalarınız varsa, hayatınızın bir noktasında hastalığa yakalanma ihtimaliniz daha yüksektir. Meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 5 ila yüzde 10'u, ebeveynlerden çocuklara aktarılan ve genetik testlerle keşfedilebilen tek anormal genlerden kaynaklanır” dedi.

Radyasyon tedavisi görenler dikkat

Tütün kullanımının, meme kanseri de dahil olmak üzere birçok farklı kanser türüyle ilişkilendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Taşkesen, “Araştırmalar, alkol almanın da belirli meme kanseri türleri için riskinizi artırabileceğini gösteriyor. Obeziteye sahip olmak meme kanseri ve meme kanseri nüksü riskinizi artırabilir. Daha önce radyasyon tedavisi gördüyseniz - özellikle başınıza, boynunuza veya göğsünüze - meme kanseri geliştirme ihtimaliniz daha yüksektir. Hormon replasman tedavisi (HRT) kullanan kişilerde meme kanseri teşhisi konma riski daha yüksektir” şeklinde konuştu.

“Erken tespitte tedavi daha kolay”

Meme kanser taraması testlerinin semptomların ortaya çıkmadan, kanserin erken evrede bulunmasına yardımcı olduğunu belirten Prof. Dr. Taşkesen, “Kanserin erken tespitinde tedavi daha kolay olur. Belirtiler ortaya çıktığında, kanser büyümüş ve yayılmış olabilir. Bu, kanseri tedavi etmeyi veya iyileştirmeyi zorlaştırır” dedi.

“Rutin mamogramlar yaptırın” diyen Prof. Dr. Taşkesen, “40 yaşından sonra her yıl bir tarama mamografisi yapılması önerilmektedir. 20 yaşından sonra her ay göğüslerinizi muayene edin. Göğüslerinizin hatlarına ve hissine aşina olacak ve değişikliklere karşı daha uyanık olacaksınız. Göğüslerinizi 20 yaşından sonra en az üç yılda bir ve 40 yaşından sonra her yıl bir doktora muayene ettirin” ifadelerini kullandı.

“Doğru tedavi birçok faktöre bağlı”

Meme kanseri tedavileri hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Taşkesen, “Ameliyat, kemoterapi, radyasyon tedavisi, hormon tedavisi, immünoterapi ve hedefe yönelik ilaç tedavisi dahil olmak üzere çeşitli meme kanseri tedavi seçenekleri vardır. Sizin için doğru olan tedavi, tümörün yeri ve boyutu, laboratuvar testlerinizin sonuçları ve kanserin vücudunuzun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığı gibi birçok faktöre bağlıdır” dedi.