Haberler Banner

Haberler

Tarih: 13 Mart 2023

Karagöz: Asma Katlı Yapılar ve Bodrumu Olmayan Binalar Yıkımın Birinci Nedeni

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’ne sunulan düzenlemeye göre, yeni inşa edilecek yapılarda asma kat olmayacak, 2 kattan fazla katı bulunan binalara bodrum katı zorunluluğu getirilecek. İnşaat mühendisi Dr. İhsan Karagöz, asma katlı yapıların ve bodrumu olmayan binaların yıkımın birinci nedenlerinden olduğunu söyledi.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde asma katlı yapıların ve bodrumu olmayan binaların yıkıma uğradığını ifade eden Beykent Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi. İnşaat Mühendisi İhsan Karagöz, “Adana'da 17 veya 20 katlı binalarda tek kat bodrum yapıldığını ve bu binaların hasar aldığını gördük. Yani siz ne kadar yükseğe çıkarsanız yapılar da o kadar derine doğru inmek zorunda. Ne kadar derine inerseniz yapının o salınımı azaltır, toprağın ritmiyle binanın salınım ritmini birbirine uyumlu hale getirmiş olursunuz” dedi. 

Asma katın katlar arası düzensizliğe neden olduğunu ve binanın simetrisini bozduğunu ifade eden İhsan Karagöz, yüksek katlı binalarda ise mutlaka bodrum katı olması gerektiğini belirterek, “Siz bir gökdelen yapıyorsanız 17,20 veya 25 katlı en azından dört beş kat aşağı doğru binayı çakmanız gerekiyor. Yani binayı çaktığınız zaman şu oluyor; yapının o salınımı azalıyor, toprağın ritmiyle binanın salınım ritmi birbirine uyumlu hale geliyor. Bizim de amacımız bu” diye konuştu.

“ASMA KATLAR YIKIMIN NEDENLERİNDEN BİR TANESİ”  

Karagöz, “Kahramanmaraş merkezli depremlerde binaların yıkılış nedenlerini incelediğimizde, yumuşak kat dediğimiz asma katların yıkımın nedenlerinden bir tanesi olduğunu gördük. Aynı zamanda kısa kolon etkisi yaratan tasarımlar ve bodrumu olmayan binaların yine bu depreme karşı hasar aldığını gördük. Özellikle Adana'da 17 veya 20 katlı binalarda tek kat bodrum yapıldığını ve bu binaların hasar aldığını gördük. Dolayısıyla buradaki bodrumların bir katta yapılmasının yetersiz olduğunu gördük. Biz bunlara katlar arası düzensizlik diyoruz. İstiyoruz ki bir yapıda katlar arası düzensizlik olmasın. Burada asma katı kastetmiyorum. Belki yüksek katı düşünebiliriz. Yüksek kat yapılabilir ama o zamanda onun kolonlarını, kirişlerini yani taşıyıcı sistemini ona göre tasarlamanız gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

“SONRADAN ASMA KAT YAPAMAZSINIZ”  

Binalarda kullanıcı müdahalesiyle yapılan hataların ölümcül sonuçları olduğunu belirten İnşaat Mühendisi İhsan Karagöz, “Asma katlar sonradan kaçak olarak yapılmıyor projelendirilirken yapılıyor veya yüksek kat yapılıyor. Mesela diyelim ki siz giriş katını 6 metre yüksekliğinde yapıyorsunuz veya 5 metre yüksekliğinde yapıyorsunuz. Diğer katları 3’er metre yüksekliğinde yapıyorsunuz. Daha sonra bu 5 metre olan kata ara bir kat atıyorsun. Biz buna asma kat diyoruz. Deprem bölgesinde karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi buydu. Yani siz binayı mühendislik etiğine ve mühendislik bilimine göre yaptınız, teslim ettiniz ama kullanıcı daha sonra binaya müdahale ediyor. Nasıl müdahale ediyor? Orada asma kat yok, asma kat ilave ediyor. Veya kolon var orada kolonu kesiyor, kolonun ebadını küçültüyor. Ya da duvar var orada, duvarı ortadan kaldırıyor camekan yapıyor. Bunlar kullanıcının müdahalesiyle yapılan hatalar. Bu olmaması gereken bir şey. Eğer ilk planladığınız betonarme projede asma kat yoksa sonradan oraya asma kat yapamazsınız” diye konuştu. 

“BALKONLARDAKİ İLAVE YÜKLER SAKINCA DOĞURUYOR”  

Yapılara daha sonradan yapılan başka müdahaleler de olduğunu söyleyen İnşaat Mühendisi Karagöz, “Örneğin balkonlar odaya katılıyor. Odalara çamaşır makinesi konuluyor. Orası bir yaşam alanına katılıyor. Eğer siz o balkonu çamaşır makinesi veya buzdolabı için tasarlanmadıysanız oraya ilave yük getirmiş oluyorsunuz. Esasında bu da yine bir sakınca doğuruyor. Tasarlarken düşünmediğiniz daha sonra yaptığınız her şey her şey binaya ilave yük oluyor. Nasıl ki kolonu kestiğiniz zaman yapının bir bacağını yok ediyorsanız, onu dengesiz hale getiriyorsanız hiç düşünülmeyen bir yükü yüklediğiniz zaman bu da yapının dengesini bozar. Başka yapılan bir şey de örneğin yapı beş katlı olarak tasarlanmış, bunun üzerine daha sonra herhangi bir şekilde iki kat daha yapılmış, yani her katta dört daire var üst katta sekiz daire daha olmuş. Baktığımız zaman ilk başta düşünmediğimiz statik hesapta dikkate almadığımız iki daire gelmiş oluyor. Bu da yapılara zarar verir. Aynı şekilde işte çatı dubleksi yapılıyorsa, herhangi bir şekilde o çatı kaldırılıp oralara betondan çatı katı yapılıyorsa bunların hepsi ilave yük anlamına gelir ki bu da yine yapılara zarar veren yaklaşımlardır” ifadelerini kullandı.

“YÜKSEK KATLI BİNALARDA MUTLAKA BODRUM KATI OLMALI”  

Yüksek katlı binalarda mutlaka bodrum katı olması gerektiğini söyleyen Karagöz, “İstanbul’dan bahsedersek mesela Şişli, Bağcılar, Sarıyer gibi hemen hemen 39 ilçede binaların hepsi çok katlı. Mutlaka bodrum katı olması gerekiyor. En son Maraş depreminden örnek vereyim; Depremden önce Adana'da Seyhan Barajı’nın kenarında 12 tane bina yıkıldı ve oradaki birçok yüksek katlı binalarda hasar aldı. Yine Maraş'ta yeni yapılan binaların yine yüksek katlı olup oradaki binaların da hasar almasının nedenlerinden bir tanesi bodrum katın yeterince yapılmayışı. Yani siz ne kadar yükseğe çıkarsanız yapılarda o kadar da derine doğru gitmek zorundasınız. Dolayısıyla siz bir gökdelen yapıyorsanız 17,20 veya 25 katlı en azından dört beş kat aşağı doğru binayı çakmanız gerekiyor. Yani binayı çaktığınız zaman şu oluyor; yapının o salınımı azaltıyor, toprağın ritmiyle binanın salınım ritmi birbirine uyumlu hale geliyor. Bizim de amacımız bu” dedi.

İnşaat Mühendisi İhsan Karagöz, bir bina yapılırken yer seçiminin çok önemli olduğunu söyleyerek şu bilgileri verdi:  

“Mutlaka, zemin etüdü yapılmalı. O zemine uygun olarak temel sistemi tasarlanmalı yani zemin mekaniği dediğimiz temel sistemi tasarlanmalı. Bu temel sistemin içerisinde temeli nasıl tasarlayacağız? Kaç metre toprağın altına gireceğiz? Kaç kat bodrum yapacağız?  Bodrum'u nasıl tasarlayacağız? Bunları planlamalıyız. Ondan sonra mutlaka iyi bir taşıyıcı sistemi tasarlanmalı. Burada kaliteli beton ve kaliteli donatı kullanılmalı. Katlar arası düzensizliğe dikkat edilmeli. Yatay düzensizliği ortadan kaldırılmalı. Projeler yapıldıktan sonra da acele etmeden iyi bir mühendis tarafından uygulanmalı. Uygulanırken denetlenmeli. Denetlendikten sonra da bu yapı kullanıcıya aktarılmalı. Kullanıcı da bu yapıya müdahale etmemeli. Yani kirişi delmemeli, kolonu kesmemeli ve duvarı ortadan kaldırmamalı. İlave kat çıkmamalı. Yani beş katlıysa bu bina altı, yedi katlı olmamalı. Dolayısıyla bunu yaparsak herhalde birçok sorunu kendiliğinden çözmüş olacağız.”   

ASMOLEN DÖŞEMELERE MÜSAADE EDİLECEK Mİ?  

İBB Meclisi’ne sunulan düzenlemenin doğru bir karar olduğunu fakat geç kalındığını sözlerine ekleyen Karagöz, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve yetkililere şunu sormak istiyorum; deprem bölgesinde asmolen binaların çokça yıkıldığını gördük. Mesela asmolen döşemeleri için ne düşünüyorlar? İstanbul’da yeni yapılan asmolen döşemelerine müsaade edecekler mi?  Veya eğimi 70 dereceye varan bölgeler var bu bölgede yapılaşmalar hala devam ediyor. Mühendislik bilimine uymayan istinat duvarlarının yapıldığını görüyoruz. Bu yıkılacak olan istinat duvarları için bir önerileri var mı?” değerlendirmesinde bulundu.